4 Kasım 2010 Perşembe

BÜZÜN ABLA'N OLSUN DERDiNE DERMAN



Sevgili Büzün Abla,

Geçen gün annemle pazarda gezerken meyveciden düşen muza basıp üstüne düştüm. Acaba bekaretim bozulmuş mudur?

Rumuz: Çikita

* * * * *
Gerzek kızım senden bi halt olmaz! Sana tavsiyem bir avuç uyku hapını şöyle bir bardak dolusu viski ile güzelce yuvarlaman! Derin bir uyku çek, hiç bir şeyin kalmayacak!

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _


Sevgili Büzün Abla,

Babam benimle neredeyse hiç konuşmuyor. Bana beni sevdiğini hiç söylemiyor, bir gün olsun “Oğlum gel maça gidelim seninle.” demiyor. Ama bazı geceler babam odama gelip bana arkadan sarılıp bir süre sonra titremeye başlıyor. Sonra da kalkıp gidiyor. Gün içinde sevgisini göstermediği için çok üzülüyor ve gece gelip sevip ağlıyor sanırım. Ne yapmam lazım?

Rumuz: fatherfigure

* * * * *
Baban seni sandığından daha çok seviyor oğlum. Herkes sevgisini başka türlü gösterir. O da öyle bir adamcağız sanırım. Dalga mı geçiyorsun, ciddi misin anlamadım. Aa madara olduk heralde çoluğa çocuğa! Ciddiysen de bir dahaki sefere gece yatarken altına bir şey giyme, o zaman ne kadar sevildiğini daha iyi anlarsın geleceği parlak evladım benim.


Büzün Abla'nızın e-mail adresi: buzunablanderman@hotmail.com

14 Ekim 2010 Perşembe

BÜZÜN ABLA'N OLSUN DERDiNE DERMAN



Sevgili Büzün Abla,


Nasıl anlatsam nereden başlasam bilmiyorum, derdim dağlardan büyük. Bir sen anlarsın beni. Efendim ben 25 yaşında, çevrenin nazarında eli yüzü düzgün (hani güzelcene) bir bayanım. Benim derdim sevgilimlen. Sevgilim inşaat mühendisi, yıllardır yurt dışında çalışıyor. Dubai senin, Rusya benim gezip duruyor. "Ne zaman alcan beni?" diye soruyorum "Az daha çalışayım paramız olsun" diyor. "Ne zaman gelcen?" diyorum "Bu proje bitsin hele" diyor. Akşamları aramasını bekliyorum bazen bir hafta haber alamıyorum. 


Arkadaşlarım hep kurt düşürdü içime "Orada garılarla gızlarla yiyordur parasını" diyorlar. Sence inanmalı mıyım Büzün Abla? Benim yigidim yapmaz öyle şeyler, tanıyorum onu, çok sever beni. He Büzün Abla, sence pembe pembe garılarla yiyor mudur paraları?

Sevgiler
Rumuz: Seni Uzaktan Sevmek Aşkların En Güzeli


 * * * * *

Canım kızım,

Öncelikle şunu belirteyim ki kadınların pembe olup olmaması bir fark yaratmaz. Erkektir, elinin kiridir, diyip geçeceksin. Helal olsun koçuma, diyip bir de sırtına pıt pıt vuracaksın! Gerekirse kendi ellerinle hazırlayacaksın mevzuya ki Türk erkeklerinin yüzünü kara çıkarmasın oralarda. Bu senin vatandaşlık görevindir kızım! Saf saf konuşup tepemin tasını attırma; ağzını burnunu tırmalarım senin, sevimsiz!

Evet biricik evladım, mutlu birlikteliğin sırrı 3 maymunu oynamaktır. 12 evlilik yaptım, 12’sinde de çok mutlu oldum bu kuralı unutmadığım için. Yeri geldi ben de kocama eşlik ettim. Okeye dördüncü oldum anlayacağın. Bitemeyecek durumda olsam bile ıstaka hep benimde oldu, anlıyor musun ne demek istediğimi? Tın tın! Bön bön bakma ekrana gözlerini oyar eline veririm, terbiyesiz serseri!

Bebeğim benim, unutma ki sen kadınsın, derleyip toplayansın. Hayatın her anı için onu hazırlaman lazım. Karılar pembeymiş değilmiş bunlara takılma canım evladım. Adamcağızın başının etini de yeme dırdır edip. Gerilir gerilir bir çarpar ağzının ortasına, amele sümüğü gibi yapışırsın zemine!

Birinci kadın sen olduktan sonra ne önemi var, ayy şişirmeyin içimi böyle orta okul kızı tripleriyle. Şu hayatta birinci kadın da oldum, beşinci de, yedinci de. Ay hepsinin tadı başka güzel. Sıkma canını okşa patlıcanını ayol. Sıkıldıkça yaz Büzün Abla’na

Öpüyorum.
Büzün Abla'n


Büzün Abla'nın e-mail adresi: buzunablanderman@hotmail.com 



12 Ekim 2010 Salı

GERÇEĞİ PAMUK PRENSES'iN KENDi AĞZINDAN ÖĞRENİN (+18)

Merhaba,

Tüm dünyadan özür dilemek istiyorum. Nesillerdir benim hikayemi dinlediniz. Oyunlarınızda beni oynadınız. Masum masum uykuya daldınız masalımı dinlerken. Ama bu suçluluk duygusuyla daha fazla yaşayabileceğimi sanmıyorum. Ya işime geldi ya da söylediğim yalanlara ben de inanmış olmalıyım ki bunca zamandır sesimi çıkarmadım. Ama artık dayanamıyorum, gerçeğin acı ve arabesk sahneleri rüyama girmeye başladı. Ben de gerçeği anlatıp kaderimle yüzleşmeye karar verdim.

Ben aslında para karşılığında vücudunu satan bir hayat kadınıydım. Maldım ben, sermayeydim. Gelen vurdu giden vurduydum ben! Çalıştığım evin patroniçesi Payet Abla o gün beni açık hava orman fantezisi olan bi müşteriye yolladı. Gittik ormana,önce çatlayana kadar hayvanlar gibi içtik söylemesi ayıp. Bi’ şaraptan bi’ votkadan, ne varsa ziftlendim; biraz alkol problemim de var. Uyuşturucuyu bıraktıktan sonra alkole daha da düştüm. Derken midem ters döndü bi’ anda. Gittim löngür löngür kustum ağaç dibine. Sonra ayı ölüsü gibi sızıp kalmışım.

Kendime geldiğimde müşterinin yerinde yeller esiyordu. Paramı bile bırakmadan topuklamış şerefsiz. Başım çatlıyordu, ağzımda da kedi leşi tadı vardı resmen. Karnım da açıkmıştı, derken ilerde küçücük bir kulübe gördüm.

İçeride kimse yoktu, mutfağa daldım direkt ve aç köpekler gibi ne varsa yedim. Sonra bir ağırlık bastırdı ki sorma, gidip yatak odasını buldum. 7 tane yatak vardı, eşyalara bakılırsa bu odada kalanların hepsi erkekti. “Yedi erkek bir odada, asıl bir ev burası?” dedim içimden. Yatağın en geniş olanına yayılıp  bi güzel osura osura uyudum.

Derken her tarafımda ufak ufak dürtmeler hissederek uyandım. Ayol bir baktım etrafımda 7 tane abaza herif g*tümü başımı elleyip ‘tombala çekiyorlar’. Biri der “Bu benim yatağıma işemiş.”, diğeri der “Benimkine de s*çmış.”, öbürü der “Mutfakta ne b*k varsa yemiş.” ...

“Eeh yeter be! N’oluyoruz? Çek şu elini yoksa alır g*tüne takarım o kolunu!” diye bağırınca biraz sakinleştiler. Başıma gelenleri bir bir anlattım, yardım ederler diye. Eğer bu iyiliklerinin ‘karşılığını’ isterlerse hem öğrenci hem de grup indirimi yapabileceğimi de belirttim ama nafile. 7’si de üstüme atladığı gibi budumu, mememi dişlemeye başladılar.

Bir an odada birinin daha olduğunu farkettim. Köşede mor-gri saçlı, yaşlıca kokoş bi’ teyze çekmiş deri çizmeleri, elinde de kırbaç bizi seyrediyor. Nereye düştüm tanrım ben diye düşünürken teyze “Yeni parça bu mu?” diye sordu. Heriflerden biri esneye esneye “Kendi gelip girmiş, yollu bu yollu.” dedi. Biraz alınmıştım açıkası. Bu önyargı neden?

Artık avazım çıktığı kadar bağırıyordum ki teyze gelip ağzımın ortasına koca bi elma sıkıştırıverdi, sesim çıkmıyordu artık. Herifler her tarafımı diş izi ve morluk içinde bırakmıştı. Yaşlı karı da elinde ayna, saçlarını düzelte düzelte geçti yerine oturdu.

Akşama doğru beni parmaklıklı genişçe bir kafese koyup elimi kolumu bağladılar. Gece gündüz bastılar morfini. Buradan kurtulduğumda yine bir rehabilitasyon merkezi bekliyordu beni, biliyordum. Yine müptelası olacaktım. Her neyse kafeste uyuyor, oraya işeyip s*çıyordum. Her akşam aynı sapıkça eziyeti haftlarca çektim. 

Bir gün yedi herifler evde yokken bu yaşlı karı beyaz bir atla gelen adamın biriyle tartışmaya başladı, sanırım bizim moruk için çalışan p*zevenklerden biriydi. Parada anlaşamamış olacaklar ki herif bizim karıyı hıkhık diye oracıkta gırtlaklayıverdi. Sonra gelip beni kafesten sürükleyerek çıkarttı, önce bir temiz tokadı bastı, sonra da ırzıma geçti. “Bu karı lağım olmuş artık; satsam 5 para etmez.” diyip kıçıma tekmeyi basınca da var gücümle kaçmaya başladım. Ama dünya etrafımda dönüyordu; nereye gittiğimi bilmiyordum.

Anayola çıkınca yoldan geçen ilk taksiye atladım. “Çek Karaköy’e!” dedim. Eskiden çalıştığım evden başka gidecek yer gelmiyordu aklıma. Payet Abla beni kabul edecek miydi acaba? Haftalardır ortada yokum; kim bilir neler düşündü benim hakkımda... Ama başka çarem yoktu. Taksici tarafından da 2 kez tecavüze uğradıktan sonra eve vardığımızda taksi ücretini ödemek için bir de kendiliğimden yaptım.

İçeri girdiğimde birden düşünmeden olanları başka türlü anlatmaya başladım.. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. Kulübede basıp durdukları morfinden olsa gerek. . Olay kontrolümden çıkmıştı artık.

Ayol akıl var mantık var kim inanır yaşlı karı kılığına girip elinde elmayla kendinden güzel olan kızları zehirlemeye gelen kıskanç bi *rospunun bana musallat olduğuna; ya da ağzı açlıktan kokan 7 bitli abaza cücenin bana o gözle bakmadan evlerinde barınmama izin verebileceğine... Ama inandılar... Olay kulaktan kulağa geçtikçe hikayenin boyutu değişti, bir efsane oldu.

Artık 98 yaşında Pamuk Prenses olmasam da yanımdaki kızların Pamuk Mama’sıyım. Kendi genelevimi işletiyorum, 28 kızımıza kalacak yer ve iş imkanı veriyorum. Her sene vergi rekortmeni oluyorum. Sıradan bir vatandaşım. Bir gözüm toprağa bakarken bu vicdan azabıyla huzur içinde ölebileceğimi sanmıyordum. Tüm insanlıktan ve özellikle çocuklardan özür diliyorum.


Mehtap Topuk, nam-ı diğer Pamuk Prenses


Bu da o döneme ait gençlik resmim.. Pek de güzlemişim...