31 Mart 2010 Çarşamba

HAYVANLAR İÇİN GENELEV PROJESİ



Aklıma sokak hayvanları yararına bir fikir geldi.

Efendim şimdi güzel görünümlü kedilerden başlayacağız olaya. Alıp aşılarını yaptıracağız önce ve sonra dönemsel olarak henüz kısırlaştırmaya hazır olmayan ya da sahipleri kısırlaştırmaya karşı olan kedilerin azıp kudurma dönemindeki kurtuluşu olacaklar :)

Kedisinin hamile kalmasını isteyen ya da bir dişi kediyi hamile bıraktırıp yavruları almak isteyen müşteriler için daha farklı bir ücret tarifesi olacak. Tabii ki de bir yavru her zaman sermayeye katılmak üzere ufaktan yetiştirilecek.

Biriken para ile yeni kedilerin alımının yanında bir süre sonra arz-talep doğrultusunda  ilgi ve yuvaya muhtaç köpeklerin de alımına başlanabilir. Belli yaşı geçip cinsel çekiciliğini kaybeden hayvancıklarımızı da asla sokaklara terketmiyoruz. Onlar da evimizin şirin maskotları olarak gelen hayvan sahiplerini bekleme odasında eğlendirmek üzere hizmete devam ediyor olacaklar.

Bana çok kazançlı bir yatırım gibi geldi:
1-Sermaye için çok fazla para akıtmaya gerek yok.
2-Sermaye kendini çoğaltacak
3-Hayvanların bu durumdan şikayetçi olacaklarını sanmam
4-Sokaklarda ölüme terkedilmelerindense hizmet sektörüne girsinler

30 Mart 2010 Salı

BAHARIN GELİŞİ HANDE'DEN BELLİDİR !!




Havaların ısınması, güneşin yüzünü göstermesi değil; baharın gelişi Hande Yener'den bellidir. Son 3 albümdür baharın güzel zamanlarında albümlerini piyasaya süren yüce kadın bu sene de geleneği bozmayacak. Albüm tanıtım videolarının televizyonda müzik kanallarını ve kişisel facebook profillerini süslediği şu günlerde artık geri sayıma başlamış sayılırız.



3 Nisan gecesi Matine 216'da vereceği ilk albüm konserine de biletim hazır bir şekilde beklemekteyim. 29 Nisan'da da Ghetto'da akustik, "dünden bugüne" konseptli bir konser verecek kendisi. Eski şarkıları sanırım biraz jazz'laştırarak o hafif arabesk hallerinden çıkartacak. Merak, merak!

PS: Sanırım bu 8. Hande Yener konserim.. İlki 2001 ya da 2002 yazında Bodrum Kalesi'ndeki halk konseriydi :) Hahahahahaha! Nereden nereye :)


29 Mart 2010 Pazartesi

DÜNYADIŞI YAŞAM FORMLARINA MESAJ



Sevgili uzaylı kardeşlerim,

Senelerdir dünyanın çeşitli yerlerinden onu bunu kaçırıp, hafızalarını silip durdunuz. Boşuna zaman kaybettiğinizi düşünüyorum. Olayın önemini anlamayan bir avuç loser ile uğaştınız. N'oldu, nankörlük yapıp işi medyaya taşıdılar, sizleri rezil rüsva ettiler dünya aleme... 

Buyrun bana gelin. Her konuda yardımcı olurum, sorularınızı cevaplarım. Bu konuda son derece bilinçli ve de olgun bir insan olduğumdan hafızamı silmenize de gerek kalmayacak. Sorun çıkarmam, olayı medyaya dökmem.

Duyduğuma göre genelde 03.33 gibi geliyormuşsunuz. Kekimi, kurabiyemi hazır ettim; kısır da yaptım. Gelmeye yakın çayı da demlerim. Bekliyorum.



21 Mart 2010 Pazar

ARTIK HER ŞEY BOŞ !!!

Güngör Bayrak bile leydiymiş meğer!

Güngör Bayrak (27 Şubat 1954 ): 

Türk şarkıcı ve oyuncusu. Asıl adı Şerife Bayrak'tır. "Konyalı Şerife" ve "Leydi" lakapları ile de bilinmektedir.Fransa gezisi sırasında, Sir unvanlı, Cezayir asıllı "Houari Berichi" ile tanıştı ve 1987 yılında evlendiler. "Sir" ile evlenmesinden dolayı "Leydi" unvanı aldı. Bu dönemden sonra yaklaşık 10 yıl eşi ve çocuğu ile birlikte Paris'te oturdu. "Leydi Şerife" isimli ikinci kasetini çıkardı...

* * * 
Sarsıldım..Ne diim..

18 Mart 2010 Perşembe

HANDE'YE NELER OLUYOR?

Aşmış kadın Hande Yener'in Nisan'da çıkması beklenen albümünün adı bu evet! Bir kaç tanıtım resmi daha çıktı. Albüm farklı 2 kapakla piyasaya çıkacakmış. Görsele doyacağız sanırım bu albümde :) Hande'ye neler oluyor? Eminim süper şeyler oluyordur!!! Hatta kalın!





17 Mart 2010 Çarşamba

APRIL O'NEILL'IN GÜNLÜĞÜ - NO:3


Sevgili Günlük,

Rahat ol bu defa kaçırılmadım.

Biliyorsun ki en son Shredder'ın mikrodalga fırınıma saatli bomba koymasından sonra mutfağı baştan yaptırmak zaruri bir hal almıştı. Bankadan azcık kredi çekip işe koyuldum. 10 gün ustalarla iç içe yaşadım. Beraber lahmacun yedik, çaylarını bile demledim. Hatta o kadar samimi olduk ki içlerinden biri bana muzip lakaplar takıp yanından geçerken kalçama tokat atıyordu, şakasına budumu bile ısırdı. Hatta Recep Usta son gün giderken "Abla be, beyaz bir donun varsa hatıra olarak alabilir miyim; özledikçe koklarım." dedi, içim parçalandı. Nasıl duygulandım anlatamam, kimi kimsesi yok herhalde. Hemen kirli sepetinden bir don bir sutyen çıkartıp tutuşturdum eline, utanarak kabul etti. 

Akşam oldu temizliği bitirip yatacaktım ki kapı çaldı, baktım bizim Recep Usta. Biraz içmiş olmalı ki yanlışlıkla tokadı indirdi, herhalde sarılacaktı garibim. Ben yere düşünce de göremedi muhtemelen ki adım atarken yanlışlıkla tekmeyi bastı. Ayh, ne güldüm ne güldüm o an. Sakar adam hahahahah! Neyse o da sendeler gibi olunca insanlıktır dedim kaldırdım yatağa taşıdım ben de yanına kıvrıldım bir şeye ihtiyacı olursa seslensin hemen diye.

Ah garibim gece uykusunda arkadan sarıldı bilmeden; yalnızlık zor, bilirim. Herhalde cebinde el feneri ya da tornavida falan vardı ki arkadan batıp durdu sert sert. Ama uyandırmamak için sesimi çıkarmadım. Halbuki kabus görüyormuş adamcağız, inleye inleye titredi üç beş dakika sonra. Ben de kaplumbağa telsizimi cebimden çıkartıp sessize alıp sehpaya koydum, sonra da dalmışım.

Sabah bir uyandım ki eve hırsız girmiş biz uyurken! Neyse ki fazla şey bulamamış. Üç beş ziynet eşyası bir de kaplumbağa telsizimi almış.. Acil bir durumda Kaplumbağalar'a haber veremeyeceğim bir süre. Recep Usta da herhalde erkeklik gururuna yediremedi o uyurken elin adamının gelip evi soymasını; erkenden kalkıp gitmiş ses etmeden.. Arıyorum arıyorum telefonu kapalı, nasıl utanıyorsa açmıyor; yazık. 

Bir de polisler boğazımda morluklar gördü ne hikmetse. "April Hanım, biri sizi boğmaya çalışmış." dediler de güldüm geçtim. Biri bana zarar vermeye kalksa anlamaz mıyım ben; kaç defa kaçırıldım.. Gece bilmeden bir yere çarptım herhalde Recep Usta'yı taşırken.

Neyse Günlük durum böyle. Eve hırsız girdi işte onu anlatayım dedim. Ama ucuz atlattım başıma daha fena bir şey gelmedi.

Aman cana geleceğine mala gelsin ayol.

11 Mart 2010 Perşembe

ÇİZGİ FİLM & MASAL GERÇEKLERİ - NO:2 (Hansel&Gretel)



Hansel ve Gretel masalını cadının ağzından hiç dinlediniz mi? Olay tamamen farklı :)

Kocam senelerce her gece içip içip üstüme yürüdü, ayyaş arkadaşlarının önüne meze yaptı beni. Bir gün bohçamı aldığım gibi kaçtım. Sabun fabrikasında iş buldum, senelerce çalıştım çabaladım. Sonunda bir emekliliğim oldu; kenarda da param! 

Yaşlanınca şehirden kaçıp ormana, yeşilliklere yerleşmek istedim; nefes darlığım var da. Bir tane tahta kulübe aldım. Köyden  2 genç  usta tuttum. Aylarca ince ince işleyerek, her gün bi şeyler yaparak hayalimdeki evi yaptırdım. Rengarenk boyadım, şeker gibi.

Huzur içinde yaşayıp gidiyordum. Sonra günün birinde 2 p*ç kurusu geldi. Bir baktım evi kemiriyorlar şeker sanıp! A gerizekalı veletler şekerden ev olur mu? Hiç mi kafa çalışmaz? Baktım ki, evin eşiğini ciddi ciddi yemişler. Aldığım gibi sopayı elime nerelerine gelirse vurdum, kovaladım.

Sonra duydum ki bana cadı demişler köye gidip. Bizi yemeye çalıştı kazana attı, diye iftira atarlarmış. Senelerce çalıştım didindim hayalimdeki küçücük eve yerleşmek için. Tam huzura ermişken 2 p*ç gelip evinizi yese siz ne yapardınız?


Çok yanlış anlaşıldım çoook!
O veletler manyak..


 * * *


Kişisel olarak ben olayı senelerce cadı diye nitelendirilmiş gariban kadının bakış açısıyla daha mantıklı buluyorum! Şekerden ev ve cadı mı daha gerçekçi, yoksa yaşlı bir kadının evinin içine eden 2 tane yalancı yaramaz velet mi? Cadı senelerce yanlış anlaşıldı. Çocuklar işte, hepsi iğrenç!

9 Mart 2010 Salı

APRIL O'NEILL'IN GÜNLÜĞÜ - NO:2


Sevgili Günlük,

En yakın arkadaşım Irma bugün beni yemeye kalktı! Gerzek karı nereden bulduysa gitmiş büyütücü ışına maruz kalmış. Oldu mu sana bina kadar, ne yese doymuyor! Ev yedi, araba yedi, vinç yedi doymadı! Yedikçe de semirdi. Yukarı bakınca güneş yerine Irma'nın şeftalisini görüyordum!

Shredder beni geçen defa kaçırmak için geldiğinde salonun ortasını deldi diye zemini ve parkeleri yeniden yaptırdım. İşçiler gitti, ortalığı temizledim; ince belli bardakta çay da koydum. Ama yine rahat yok, bi' "Oh!" deyip  dinlenemedim. Bu defa da Irma karısı duvarı yumruğuyla devirip beni koltuktan aldığı gibi ağzına götürdü! Evet kaç senelik en yakın dostum, sonunda beni yemeye çalıştı.

Kaplumbağa telsizimi yine kaybetmiş oldugum için Ninja Kaplumbağalar'a zamanında ulaşamadım. Son anda birileri bir panzehir yapmış da beton kamyonunun içine koymuş. Hayvan karı benden önce koca kamyonu yiyip normale dönmeye başladı da g*tü kurtardım!


Bir daha onunla yemeğe gidebilir miyim, bilemiyorum. Güvenim sarsıldı.. Hayat beni çok yoruyor Günlük..

7 Mart 2010 Pazar

ÇİZGİ FİLM & MASAL GERÇEKLERİ - NO:1 (She-Ra)


"Ben She-Ra. He-Man'in ikiz kız kardeşiyim. Aslında küçükten adımı Zarife bildim çünkü bebekken hastaneden kaçırılmışım.


Mahallenin maması büyüttü beni, haliyle daha 15'ime gelmeden de kötü yola düşürdü. Artık sermaye olmuştum, maldım ben, mal !! Başta alışamadım, gecelerce ağladım. Çok çektim ayol, ama sonra Oynak Zarife dedin mi namım yedi tepede bilinir oldu. En fosforlu o*ospu olup çıktım! Tam feleğin çemberinde kırık zar olmuştuk ki, alnına iki beşlik yapıştırılası dansöz kader yaptı yine yapacağını. 


Gerçek anamı babamı buldum, eski müşterilerimden yağız bir gencin bacısı oldugumu öğrendim! Sarayda bir süre yaşadıktan sonra Andora'ya okumaya gönderildim. Rahat duramadım okulu bıraktım, isyancı çapulculara, serserilere katıldım. İki tadımlık beyaz mal için yine bedenimi satar oldum. Eh, eski alışkanlıklar hemen bırakılmıyor; kar kış demeden kıçımda mini etekle ata binmem bundandır. 


Yolluyum! Saçım da boya, sahte sarışınım."

3 Mart 2010 Çarşamba

APRIL O'NEILL'IN GÜNLÜĞÜ - NO:1


Sevgili Günlük, 


Bugün yine kırılmış camların yenisini taktırdım, evi de temizledim. Tam sarı tulumumu çıkartıp ayaklarımı uzatacaktım ki bir "Oh!" diyemeden Shredder ve adamları salonun ortasını delip yine beni kaçırdılar. Her zamanki gibi kaplumbağa telsizimi bugün de kaybetmişim.. Sonuç değişmedi; ben yine rehine oldum, evimin içine yine s*çıldı.

Artık anlaşma önermeyi düşünüyorum. Her defasında evimi talan etmektense arayıp desinler "Hadi kızım hazırlan, kaçırmaya geliyoruz." diye. Ben de paşa paşa çıkıp köşede bekleyeyim, gelip alsınlar.

Camcıya, çilingire verdiğim paranın haddi hesabı kalmadı... Şimdi de salonun ortasında bi oyuk var.
Yazık günah..


* * * 


NOT: Timur'a sevgilerle :)

ÜNLÜLERİN IQ'LARI SİZCE NE DURUMDA?

James Woods - 180
Albert Einstein - 160
Bill Gates - 160
Sharon Stone -154
Steve Martin -142
Madonna -140 (Zeki kadındır Madonna(SAV). Maşallah! )
Shakira - 140 (Hadi ordan!)
Jodie Foster - 132
Nicole Kidman - 132
George Clooney - 127
George W. Bush - 125 (Kuyruklu yalan!)
Lindsay Lohan - 120
Brad Pitt - 119
Britney Spears - 100 (Uuw kıyamam)
Andy Warhol - 86 (Nasıl yani, koskoca A.W. azcık şey mi?)

2 Mart 2010 Salı

NTV SON 10 YILIN EN İYİ ALBÜMLERİNİ BELİRLEMİŞ (PEH!)



Yabancı:
1-Amy Winehouse - Back To Black
2-Radiohead - Kid A
3-Arctic Monkeys - Whatever People Say I Am, That’s What I’m Not
4-The White Stripes - Elephant
5-Gorillaz - Demon Days
6-Radiohead - In Rainbows
7-Coldplay - A Rush of Blood to the Head
8-Green Day - American Idiot
9-Jay-Z - The Blueprint 3
10-Norah Jones - Come Away with Me

NTV'nin müzik departmanının zevkleri hakkında ciddi şüphelerim oluştu! 10 isimlik listede 2 Radiohead albümü nedir ya? Ya Gorillaz? Hadi onları geçtim son 10 yıla damgasını vuran albüm Back To Black mi şimdi? Seviyorum ama değil! Nerede Madonna, nerede bu adalet?

Yerli:
1-Candan Erçetin - Elbette
2-Emre Aydın - Afili Yalnızlık
3-Kenan Doğulu - Festival
4-Mor ve Ötesi - Dünya Yalan Söylüyor
5-Erkan Oğur, İ. Hakkı Demircioğlu - Anadolu Beşik (Bunlar kim be?)
6-Sertab Erener - Sertab
7-Sezen Aksu - Bahane
8-Şebnem Ferah - Can Kırıkları
9-Pinhani - İnandığın Masallar
10-Yalın - Ellerine Sağlık

Candan Erçetin - Elbette ilk 10'da olması gereken bir albüm evet ona bir sözüm yok ama Emre Aydın mı, Kenan Doğulu mu? Pinhani ne yaaa? O listede bir Hande Yener -  Apayrı olması gerekiyordu! 


Çürü NTV çürü!


1 Mart 2010 Pazartesi

HANDE YENER SOPA'LAMAYA GELiYOR


Hande de olmasa her sene bu zamanlarda kimin yeni albümü için heyecanlanacaktım, bilmiyorum.. Pop müziğin elektronik altyapısı daha fazla ve biraz daha sert olan bir haliyle 3 adet şahane albüm çıkardıktan sonra 8. albümü SOPA  ile biraz daha yumuşak bir pop dönemine girmiş bulunuyor kendisi. Keşke ağzı torba olsa da büzülebilse diye düşündüğüm bir takım insanların söylediğinin aksine kendisi tükürdüğünü yalamıyor, paşa paşa eller havaya dönemine geri de dönmüyor. 


Albüm, henüz çıkmadan dinlemiş bazı isimlerin basındaki yazılarına göre 4 sene önce tadı damaklarda kalan ve bence Hande diskografisinin en sağlam albümü olan Apayrı albümünün devamı gibiymiş. Mart ayı içinde de piyasaya çıkıyor. Meraktan kudurarak bekliyorum! 


Kadın farklı bir şey yapıyor, saygı duyun! Elin ecnebisi yapınca ağzınızı açarak dinliyorsunuz! :)


CARRIE BRADSHAW MODU - NO:1

Bir kadının vücudu biriyle halvet olduktan sonra ona karşı duygusal olarak bir şeyler hissetmesini sağlayan bir hormon salgılarmış. 

Durduk yere kafama takıldı şimdi: Aynı durum erkeklerde de olsa durum daha kolay olur muydu? Yoksa doğa olayın bu dengede mi kalmasını istemiş? Herkes ilk sevişte karşılıklı olarak bir şeyler hissedip üstüne bir de aşık olsaydı n'olurdu? Yoksa aslında bacak araları tarafından yönetilenler kadınlar mı?  

Oof içim şişti. Şimdilik dağınık kalsa daha iyi sanırım :)


PS: Halvet olmak = Sevişmek

FUR IS MURDER (Altıma doğru..)



Bir çok insan gibi benim de kürk giyimi hakkında bazı düşüncelerim var. Gerçek hayvan postundan üretilen kürklerin giyilmesine karşıyım ama PETA ile aynı düşünceleri savunarak değil. Karşıyım çünkü hayvanları o kadar sevmiyorum ve kürklerinin giyilmesi bana çok iğrenç geliyor.


PS: PETA, Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler anlamına geliyor. Yakın zamanda balık yenmesine bile karşı çıktılar. Balıktan zaten nefret ederim ama bu da tam bir saçmalık!