17 Mart 2010 Çarşamba

APRIL O'NEILL'IN GÜNLÜĞÜ - NO:3


Sevgili Günlük,

Rahat ol bu defa kaçırılmadım.

Biliyorsun ki en son Shredder'ın mikrodalga fırınıma saatli bomba koymasından sonra mutfağı baştan yaptırmak zaruri bir hal almıştı. Bankadan azcık kredi çekip işe koyuldum. 10 gün ustalarla iç içe yaşadım. Beraber lahmacun yedik, çaylarını bile demledim. Hatta o kadar samimi olduk ki içlerinden biri bana muzip lakaplar takıp yanından geçerken kalçama tokat atıyordu, şakasına budumu bile ısırdı. Hatta Recep Usta son gün giderken "Abla be, beyaz bir donun varsa hatıra olarak alabilir miyim; özledikçe koklarım." dedi, içim parçalandı. Nasıl duygulandım anlatamam, kimi kimsesi yok herhalde. Hemen kirli sepetinden bir don bir sutyen çıkartıp tutuşturdum eline, utanarak kabul etti. 

Akşam oldu temizliği bitirip yatacaktım ki kapı çaldı, baktım bizim Recep Usta. Biraz içmiş olmalı ki yanlışlıkla tokadı indirdi, herhalde sarılacaktı garibim. Ben yere düşünce de göremedi muhtemelen ki adım atarken yanlışlıkla tekmeyi bastı. Ayh, ne güldüm ne güldüm o an. Sakar adam hahahahah! Neyse o da sendeler gibi olunca insanlıktır dedim kaldırdım yatağa taşıdım ben de yanına kıvrıldım bir şeye ihtiyacı olursa seslensin hemen diye.

Ah garibim gece uykusunda arkadan sarıldı bilmeden; yalnızlık zor, bilirim. Herhalde cebinde el feneri ya da tornavida falan vardı ki arkadan batıp durdu sert sert. Ama uyandırmamak için sesimi çıkarmadım. Halbuki kabus görüyormuş adamcağız, inleye inleye titredi üç beş dakika sonra. Ben de kaplumbağa telsizimi cebimden çıkartıp sessize alıp sehpaya koydum, sonra da dalmışım.

Sabah bir uyandım ki eve hırsız girmiş biz uyurken! Neyse ki fazla şey bulamamış. Üç beş ziynet eşyası bir de kaplumbağa telsizimi almış.. Acil bir durumda Kaplumbağalar'a haber veremeyeceğim bir süre. Recep Usta da herhalde erkeklik gururuna yediremedi o uyurken elin adamının gelip evi soymasını; erkenden kalkıp gitmiş ses etmeden.. Arıyorum arıyorum telefonu kapalı, nasıl utanıyorsa açmıyor; yazık. 

Bir de polisler boğazımda morluklar gördü ne hikmetse. "April Hanım, biri sizi boğmaya çalışmış." dediler de güldüm geçtim. Biri bana zarar vermeye kalksa anlamaz mıyım ben; kaç defa kaçırıldım.. Gece bilmeden bir yere çarptım herhalde Recep Usta'yı taşırken.

Neyse Günlük durum böyle. Eve hırsız girdi işte onu anlatayım dedim. Ama ucuz atlattım başıma daha fena bir şey gelmedi.

Aman cana geleceğine mala gelsin ayol.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder