Dağ bayır demeden at sırtında gez, yerde uyu, aç susuz
günlerce sürün… Ne için? Zamanında yapmadığım pislik kalmayan halka yardım
etmek için. Bi’ de nankörlük yapmasalar daha bir şevkle yapacağım bu işi ama
olmuyor. İnsanın adı çıkacağına canı çıksın demişler.. Halen daha beni gördüler
mi “Zeyna geldi kaçın!” diye bağırıp çil yavrusu gidi dağılıyor insanlar.
Yazık…
İçimi bir nebze olsun dökebilmek, derdimi paylaşabilmek adına
bu seyir defterine başladım. Aslında daha kalın bir defterdi ama mağlum taharet alacak su bulamayınca insan bir parça kağıda bile tamah edebiliyor.
Bugün Atina merkezden geçerek Trakya’ya doğru yolalmaya
başladım ama at üstünde, deri kıyafetli ve mini etek giyen bir kadın için tek
başına ormanda seyahat etmek huzur kaçırıcı olabiliyor. Erkeklerin bana karşı
iki tür yaklaşımı oluyor. Ya beni gömmek istiyorlar ya da bana gömmek
istiyorlar. Nereye gitsem bi rahat yüzü yok! Mecburen her gün en az 3-4 adam
öldürüp bir o kadarını da yaralayıp sakat bırakmak zorunda kalıyorum; çok
üzülüyorum.
Ben de insanım, bir kadınım her şeyden önce. Benim de
ihtiyaçlarım var, benim de alt vadiyi ektirip biçtirmem gerekiyor bazı geceler.
Yalnızlık zor. Ama bu şekilde de olmaz ki bi’ gururum var benim de, koskoca
Zeyna’yım. Kimse Herkül gibi alevlimi söndüremedi zaten. 16 ay 1 hafta 2 gün
oldu edeleli bir bedene sarılıp yatmayalı, ama sayan kim…
İşte böyle defter. Sabah erken kalkıp yola koyulmam lazım.
Barbar bir savaş lordu Afrodit’e tecavüz etmiş, onu öldürücem geçerken. İyi
geceler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder